16 Nisan 2010 Cuma

Twitter: Yes, we can!…



Twitter’la, geçtiğimiz yıl vatani görevimi yerine getirirken bir gazete köşesindeki haber sayesinde tanıştım. Askeriyede bizim er gazinosuna gazeteler iki gün gecikmeyle gelirdi. Manşette, Amerikan Başkanı Obama’nın Türkiye ziyareti, altında da “Obama’yı Konuşturan Çocuk” başlıklı, ben yaşlarda ki, uçaktan inen bir gencin fotoğrafı vardı. Haber şöyle devam ediyordu:

“ABD`nin yeni Başkanı Barack Obama`nın yemin töreninde yaptığı konuşma metnindeki tarihi cümleler 27 yaşındaki bir genç tarafından kaleme alındı.

Başkanın TBMM'de yaptığı 25 dakikalık konuşma metninin altında da imzası bulunan Jon Favreau, kısa saçları ve çocuksu yüzüyle sıradan biri gibi görünse de, ABD’nin yeni Başkanının, Obama’nın deyimiyle “düşüncelerini okuyan adamı”, yani metin yazarı...


Beyaz Saray’daki metin yazarları arasında en gençleri olan Favreau, bundan 4 yıl önce Demokrat başkan adayı John Kerry ile çalıştığı dönemde “şans” eseri keşfedildi.

Obama'ya başkanlığı getiren "Yes we can" sloganının yaratıcısı; Obama'nın seçimi kazanmasının ardından bir toplantıda, gerçek boyutlardaki Hillary Clinton kartonun göğüslerini ellerken çekilen resimleri Facebook'a düştüğünde, ülkede büyük tartışma yaratmıştı.”

Keşfedilme hikayesi ve genç yaşıyla, habercilerin dikkatini çekip kendini haber yaptırmış olan bu arkadaş; terhis olduktan sonra hala kaymakam olabileceği inancıyla yaşayan ben de, tokat etkisi yaratmıştı. Kanada kökenli bir aileye mensup ve benimle aynı yıl (1981) doğumlu olduğu, Siyasal bilimler fakültesini derece ile bitirdiği, Obama ile şans eseri karşılaştığı, rahat bir kişiliğe sahip olduğu için konuşma metinlerini hazırlarken sıkıcı ofis ortamlarını değil de Starbucks’ı tercih ettiği, Rock Band video oyununda çok başarılı olduğu ve iyi gitar çaldığı, Hillary Clinton'lı fotoğrafıyla adının skandala karışmak üzereyken saray tarafından olayın örtbas edildiği, etkin bir facebook ve twitter kullanıcısı olduğu konuları defalarca geçti gözümün önünden.

Dünyanın öbür ucunda yaşıyor… Belli ki “kafa bir eleman”… Hayata dair ortak bunca noktamız var derken, yakın markajımda olması gereken isimler arasına çoktan adını yazdırmıştı.

Çıktığım ilk çarşı izninde, kendimi internet kafenin birine atıp derhal bir twitter hesabı açmalıydı… Twitter bu anlamda birini markaj altına almak için kelimenin tam anlamıyla biçilmiş kaftandı…

Öte yandan ister istemez; “-şu adamı göstermeyin bana, şansı yaver gitmiş, ah o şans bende olacaktı ki!” deyip iliklerime kadar işleyen kıskançlığı imrenme duygusuyla değiş tokuş ederken, bu hikayenin Türk versiyonunu düşünmeden edemiyor insan… Örneğin Obama'nın ikna gücü yüksek ses tonu ve vurgusuyla bütünleştirdiği bu metinlerin mimarının bizdeki versiyonu, yani bizim Başbakanımızın konuşmalarının dahisi kimdir?: Yalçın Akdoğan. Kendisi ayrıca bir gazetenin köşe yazarlığını da yapmakta. Öyle Favreau gibi genç biri değil ve Başbakanın metin yazarlığı işine alınmasında da şans(!) faktörünün ne kadar etkili olduğunu takdirlerinize bırakıyorum.

Favreau'ya ve bunun yanında Türkiye'de okuyan gençlere dönersek her siyaset bilimi, iletişim ya da bambaşka bir bölüm mezunu olanların böyle bir mertebeye erişeceğini düşünmek, ülkemizin 1 numaralı gerçek gündemi “işsizlik” iken abesle iştigal oluyor biraz… Bunun ardında yatan nedenlerin de ne kadarını şansa, ne kadarını çalışmaya, ne kadarını kendini geliştirmeye bağlasak?

Favreau; varlığıyla, hikayesiyle, işiyle, rahatlığıyla bizlere örnek(!) olurken, bizim niye Favreau’lara örnek teşkil edemiyor oluşumuz ise ayrı bir yazı, hatta tez konusu…

Twitter bu anlamda içinde yaşadığımız olumsuz koşulları hiçe saymamıza yardımcı olan, gerçek gündemi, ilgi alanlarımızı, merak ettiğimiz her şeyi anlık olarak takip edebileceğimiz önemli bir sosyal paylaşım ağı olarak öne çıkıyor.

Ülkemiz gençleri dünyada olup bitenden bazen 2 gün gecikmeyle haberdar olsa da, gerçek gündem yerine sanal gündemlerle vakit kaybetsek de, biz yine de inancımızı yitirmeyelim.

“Yes we can!…”





1 yorum:

nerenoglu dedi ki...

1-Dediginiz gibi bizim politikacılarımız herseyi kendileri bildiginden ufuk acacak genclerle calısmayı dusunmez.
2.hep tekrarlıyorum ben twitterin msn olmasından ziyade bana bilgi ve haber verme ihtimalini sevdim.Ama bizde maalesef msn gibi kullanılıyor.yedim içtim hosgectim misali
3.Politikacılardan Sosyal Alemi kim cok iyi kullanırsa fersah fersah one gecer,zira Obamanın kampanyasında İnternet uzerinden milyonlara ulasıldı.
4.Politikayla ugrassaydım cooktan bifiil Twitterv efacebookda yeralmıstım,fan sayfalarım degil..
4.Aynı fikri paylastıgım birini okumak keyif verdi kaleminize saglık

Son Konular

Son Yorumlar


" Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten, Çekildik îzzet-û ikbâl ile bâb-ı hükûmetten !.. "